3 Ocak 2023 Salı

KÜRESELLEŞME Mİ EMPERYALİZM Mİ?

 

KÜRESELLEŞME Mİ EMPERYALİZM Mİ?

  

   Ulaştığımız hızın dünyamızı ve insanlığı nereye götüreceğine dair bir tahminde bulunamıyorum. Buharlı makinaların devreye girmesiyle hayatımızda başlayan hızlanma, bu gün hayatımızı nerelere taşımış bulunmaktadır… Bu değişime neden olanlar acaba işlerin bu noktaya geleceğini tahmin etmişler miydi? İnternetin hayatımıza girmesiyle e-ticaret sınır tanımaz bir genişlikte sürüyor. Anlık anlaşmalar yapılabiliyor. Ticari ilişkiler artık “uluslar arası” ndan daha öte ulus üstü bir boyutta ilerliyor: Küreselleşme

  Küreselleşme nasıl tanımlanırsa tanımlansın gerçek şu ki, sınırlar aşılmıştır. Şirketlerin ulaşamayacağı ülke ve imkan neredeyse kalmamış gibidir. Büyük şirketler için imkan bulunan her ülke yatırım alanıdır. ABD, Çin, Japonya, Endonezya fark etmez. Kullandığımız bir eşyanın üretildiği ülke çıkış kaynağı değildir. Japonya Çin’de en önemli teknolojik aletleri üretebilmektedir. ABD spor giyim markalarının bazılarını Çin’de üretmektedir. Kendisi bir şey katmasa bile ithal edebildiği her türlü alet ve araç montajını yapabildiği hatta yaptırabildiği takdirde ülkenin adına kayıtlanabilmektedir. İşte bunun adına küreselleşme denilmektedir. Küreselleşme aynı zamanda küresel şirketlerin birlikte hareketlerini de sağlamıştır.

   Hiç şüphesiz küreselleşmenin var olabilmesi, kapitalizm ve serbest piyasa ekonomisine bağlı olagelmiştir. 1989 ‘ da doğu blokunun çökmesi “uluslar arası” ’nın küreselleşmeye evirilmesini sağlamıştır. Uluslar arasından söz edebilmek için, ülke şartlarının kurallarının işlediği bir sistemin işlerlik kazanması gereklidir. Küreselleşme ise kendi kurallarını gittiği ülkeye yerleştirir. Küresel sistem yerleştiği ülkede siyasal sistemden bağımsız olarak var olmak , bütün sistemlerin üstün bir değer haline gelmek ,hatta denetimden de uzaklaşmak istemektedir. Bunu sağlamak için ulus hukukundan ayrı bir ticaret hukuku gerekliydi. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) amaca hizmet etmek için 1996’da kuruldu. Akla gelen soru şudur: Küreselleşme ekonomik bir faaliyet midir, yoksa emperyalizmin en önemli silahı mıdır?

   Artık kapitalizm tüm duvarları aşmış, kapıları açmıştır. Neo liberalizm, gittiği tüm ülkelerde işleyen sistemi devre dışı bırakarak, sistemini  WTO ile yerleştirmiştir:

  *Devlet mal üretimi ve ticaretle uğraşmamalıdır. Bu alan şirketlere bırakılmalıdır.

  *Devlet piyasaya müdahale etmemelidir.

  *Özelleştirme

   Neo-Liberal ekonomilerde rekabet kamu yararından daha çok küresel şirketlerin çıkarı üzerine işleyen sistem bir görüntüsü arz etmektedir. Çünkü büyüme, kar şirketlerin olmazsa olmazıdır.

   İki fikir adamı bir düşünce etrafında anlaşamazken , küresel şirketler gittikleri ülkelerde kendileri gibi para kazanmak isteyen kurumlarla aynı dili konuştuklarından ötürü kolayca anlaştılar.Hatırlayalım, Avrupalılar “Altına Hücum” ettikleri ABD’ de yerlilerden daha çok “yerli ve milli” oldular. Çünkü kendileri gibi zengin olmak isteyenleri buldular. Soralım:

KÜRESELLEŞME Mİ EMPERYALİZM Mİ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder