DÜŞÜNCE Mİ TÜKETİM Mİ
Cemil Meriç, çağımız insanına bulunan yeni ismin “tüketici”
olduğunu söylüyor. Tüketen ama her şeyi tüketen. Burada bir bir sınırlama yok.
Pazarlanan her şeyi tükete bilirisin. Yeter ki reklamı yapılabilsin. Reklamlar
günümüzde bir eşyayı tanıtmıyor. Bir hayat tarzını size tanıtıyor ve öneriyor.
Çiklet, dondurma, otomobil, şampuan ne varsa buna dahil. Ürünlerden yola
çıkarak çok farklı bir hayatın reklamı yapılır. Böylece insanların kafasında
oluşturulan hayat tarzını pazarlamış olursun. Yani yeni bir tüketim alanı.
R.Deccartes var olmanın temeline “düşünceyi” koymuştu.
Günümüzde var olmanın temelinde “alış-veriş yapıyorsan varsın” yer alıyor.
F.Bacon, tabiata bir
avcı gibi yaklaşmayı öneriyordu. Avlanacak, neyi var neyi yok ortaya
çıkarılacak. Bilime biçilen ödev bu. Ancak tabiattaki dengeler çok hassastır.
Bozmaya gelmez.
Evrene egemen olma
isteği, insana evrende canının istediği gibi davranma hakkı verdiğini
düşündürdü. Sebze ve meyvelerin, tahılların genetikleri değiştiriliyor. Yeni
tüketim araçları olarak sürülüyor. Sonuçları birlikte yaşıyoruz. Bunlar niçin
yapılıyor? Umulan fayda nedir? Dünya nüfusunun gereğinden fazla arttığını
düşünenler gelecekte dünyayı su ve gıda
savaşlarının beklediğini düşünüyorlar. Gıdalar üzerinde yapılan çalışmaları bu
teori üzerine temellendirmeye çalışıyorlar.
Gelecek nesle yaşanabilir bir dünya bırakabileceğimizi
düşünüyor musunuz? Günümüz insanı tarihi sona erdirmek ister gibi. Ne varsa
ortaya çıkarıp tüketmek istiyor. İhtiyaç
ve ihtiyaç fazlası unsuru hayatımızda yok gibi.
Gelecek bize
hayatımızı ve ihtiyaçlarımızı daha çok büyütmek yerine, küçültmek zorunda
olduğumuzu söylüyor. Çünkü yaşamaya çalıştığımız hayat sürdürülebilir değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder