DEİZMİN SERENCAMI
Deizm sadece
akıl tarafından ortaya konabilen bir dinin evrensel olabileceğinin söyleyen inanma
biçimidir. Deizme göre bir dinin akla uygunluğu onun evrensel
olmasına yetmez: Akıl tarafından ortaya konulması gereklidir.
Deizm tanrının
varlığı ve insanın yaratılmış olmasını kabul etmekle birlikte tanrının insan
için yol gösterip buyurmasını özgürlüğe aykırı bulur. Şöyle diyorlar:”-Tanrı
beni yaratmış olsun ancak bana karışmasın!”
Deizm
açısından bakıldığında,ilahi dinlerde mevcut tanrının varlığı dışındaki hiçbir
inanç ilkesinin değeri yoktur.Tanrının varlığı ise evreni içindekilerle
birlikte yaratması ile sınırlı olmalıdır. Kitap,
peygamber,ahiret gibi inanışların deizm bakımından bir değeri
bulunmamaktadır.Dolayısıyla kulluk da yoktur.
Kur’an açısından baktığımızda,” Hani biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e secde
edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük
tasladı, böylece kâfirlerden oldu.”(Bakara/34)
” Allah buyurdu: Ben sana emretmişken seni
secde etmekten alıkoyan nedir? (İblis): Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni
ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.”(Araf/12)
Yukarıdaki ayetlerden şeytanın Allah’ın varlığına ilişkin bir şüphesi
olmadığı net bir şekilde görülüyor.Şeytan,Allah’a inanmakta ancak emirlerini
dinlememe konusunda eylem içindedir.
Satanizmle deizmin birleştiği nokta buradadır.”İnan ama yok gibi davran.”
Deizmin tarihçesini belki ilkçağ filozoflarına kadar
götürebiliriz. Ancak 17.yy . Aydınlanma döneminde ortaya çıkan “aklı
dini, doğal din” arayışları net bir şekilde kiliseye karşı gerçekleşen
bir bir arayıştı. Ancak tanrının var olup ta yarattığı insana neden müdahale edemediğinin mantıklı bir
açıklaması yapılamadı. Çünkü insan özgürlüğü ile birlikte yaşamaktan doğan tüm
kurallar deizme göre hiç anlam taşımıyordu. Kant’ın dediği gibi ”Allah yoksa
neden iyi olmalıyım?” İyi olmalıyım çünkü Allah var. Allah yoksa kaos var demektir. Kant
deisttir. Öyle görünüyor ki tanrının varlığı ile iyi olmak arasındaki ilişkiyi
böyle yakalamış. Kant akıl ve bilimi tanrılaştıranlara da cevap verdiği. ”Saf
Aklın Kritiği” isimli kitabı bunun için yazdı. Aklın sınırları konusunda İslam
kelamcısı Maturidi ve Gazali’nin Kant’tan 6 asır önce verilmiş eserleri vardır.