KANTIN DİN FELSEFESİ
I.Kant’ın(1724-1804) din ilgili görüşlerini anlattığı en önemli eseri
“Saf Akıl Sınırları İçinde Din” isimli eseridir. Kant dinden söz ederken
dinleri ikiye ayırır, rasyonel din ve tarihi din. Fakat hiçbir nitelik
eklemeden dinden bahsetmek gerekiyorsa Kant’a göre o din rasyonel dindir.
Gerçek ve evrensel din rasyonel dindir. Çünkü akla dayanır.
Kant’ın bir dinde aradığı en önemli özellik kavranabilir akli
nitelikleri içeriyor olmasıdır. Ona göre Yahudilik, Hristiyanlık, İslam inanç
olabilir ama din olamaz. Çünkü bir tek din vardır. O rasyonel dediği akıl
dinidir.
Kant’a göre dinin can damarı, insan hayatında ahlakın gerekliliğine inanmadır.
Felsefe bakımından dinin özünü ahlak fenomenleri oluşturur. Din ahlakın buyruk
olarak görülmesidir. Ancak ahlakın belirleyicisi Allah değil akıldır. İçimizdeki
ahlak kanununu her ne kadar bizi Allah’a ulaştırsa da, ahlak kanunlarının
koyucusu akıldır. Bu düşüncesinden dolayı Kant bir teist olarak
değerlendirilebilir. O Allah’ın varlığını inkar etmez. İlahi irade ile insan
aklını çatıştırmak ta istemez. Ancak ilahi iradeye de bir şey bırakmaz. Yani
şöyle diyor, tanrı beni yaratmış olabilir ancak bana karışamaz. Tanrının
belirleyiciliği aklın özgürlüğüne aykırıdır.
Tanrı var olmalıdır. Evrende eylemlerde bulunan insan tabiatın ve
kendisinin yaratıcısı, nedeni olamaz. Mutluluğu da sırf kendisi istediği için
aklın ilkeleriyle uyumlu hale sokamaz. En yüksek iyinin gerçekleşmesi, en
yüksek asil varlığın var olması ile mümkündür. Çünkü en yüksek iyinin,
ahlaklılığın insanı mutluluğa götürmesi gereklidir. Mutluluk tanrının varlığı
ile mümkündür. Yani, Tanrı yoksa neden iyi olmalıyım? İyi olmanın tek gerekçesi
tanrının var olmasıdır. Buradan Kant’ın ahiret inancına sahip olduğu sonucuna
ulaşabiliriz. Ancak ahiret konusunda Kant’ın yorumda bulunması mümkün değildir.
Çünkü aklın sınırları dışındadır.
Kant’ın bu görüşlerini değerlendirdiğimizde onun tanrının varlığına
inandığı için teist, ancak tanrının insan aklı için bir belirleyici, ilke
koyucu, yol gösterici tarafını reddettiği için deisttir.
Kant’a göre tarihi dinler(İslam, Yahudilik, Hristiyanlık) evrensel
değildir. En belirgin özellikleri vahye dayandıklarını iddia etmeleridir.
Tarihi dinlerden ahlakı desteklemeleri bakımından yararlanılabilir. Kant
kategorik olarak vahyi inkar yolunu seçmez. Vahyin imkanı ve ve araç olarak
gerekliliği ve geçerliliği konusunda akıl hiçbir şey söyleme yetkisine sahip
değildir.
Görülüyor ki Kant dini sadece aklın sınırları içerisinde mümkün
görmektedir. Dinin geçerliliği evrensel ahlak kuralları ile mümkündür. Ahlak
kuralları “mutlak zorunluluk” taşımalıdır. İnsanını yükümlülük nedeni tanrıdan
gelenden değil, saf aklın kavramlarında aranmalıdır.
Talat TÜRKMEN
Hocam elinize sağlık
YanıtlaSil