HADİSLERİN YAZILMASI
TARTIŞMALARI
Hadisler peygamberimizin dini öğretmek
amacı ile söylediği bilgilerin rivayet ve kayıtla aktarma biçimidir. Peygamberler
kul olmakla birlikte vahyin tebliği ,açıklanması, uygulanması ve örneklik gibi
görevlerle yükümlüdürler.
Günümüzde hadislerin günümüze taşınma
biçimi ve mevzu hadislerle ilgili tartışmalar yürütülmektedir. Bu tartışmaların
bir nedeni olarak bazı hadis külliyatının sağlıklı bir biçimde bize
gelmediğini, hadislerin bir teşri kaynağı olamayacağı düşüncesi ile toptan red
yoluna seçerken, bazıları ise belli sayıda hadislere itiraz etmektedir.
Kaynaklar,Hz.Peygamber
hayattayken hadislerin belli bir dönem yazımını yasakladığını göstermektedir. Bu
dönem içinde kendisine hadislerin yazımı için izin isteyen sahabilere izin
vermemiştir.Hadis yazımını yasaklayan en meşhur hadis Ebu Said Hudri tarafından
rivayet edilen şu hadistir:”-Benden yazmayınız.Kim benden Kur’an’dan
başka bir şey yazdı ise imha etsin.Benden rivayet ediniz,bir beis yoktur.Kim benim
üzerime kasden yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.”
Hz.Peygamber (SAV)’in
yazılmasını iyi karşılamadığına dair bir haberi de Ebu Hureyre’den
rivayet edilmiştir:”-Biz hadis yazarken Hz.Peygamber yanımıza geldi ve:-Yazdığınız şey
nedir?Dedi.Sende işittiğimiz hadisler,dedik.Hz.Peygamber:-Allah’ın Kitabından
başka kitap mı istiyorsunuz?Sizden evvelki milletler Allah’ın Kitabı yanında
başka kitaplar yazdıkları için dalalete düştüler,dedi.
Hadislerin yazımıyla ilgili bu haberlerin ardından sahabe arasında hadis
yazmak isteyenlerin faaliyetleri durdurulmuştur.Zeyd b.Sabit’in bu konuda Ebu
Hureyre’ye hatırlatmada bulunduğu önemli bir örnektir.
HADİSLERİN
YAZILMASINI ENGELLEYEN NEDENLER
Hadislerin yazılmasını engel oluşturan en önemli etken Kur’an-ı Kerim’le
hadislerin karışma tehlikesidir. Çünkü ilk Müslüman Arapların çoğu Kur’an’a ait
olanla olmayanı ayırt edecek kadar fakih olmadıkları gibi böyle bir ölçü de
yoktu.
Hadislerin yazımını engelleyen ikinci önemli etken Arap yazısının durumu
ve yazı malzemesiyle ilgilidir. Sahabenin hadis yazımı hatasız ve tam
yapabilecek kadar yazı bilgisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Belazuri’nin
bildirdiğine göre İslamiyet’ in ilk yıllarında Kureyş’te sadece 17 kişi okuma
ve yazma bilmektedir. Ayrıca yazı için kullanılan deri,kemik, hurma yaprakları,
papirüs gibi malzemenin oluşturulan metinleri sağlıklı bir biçimde uzun yıllar
korumaya müsait olmadığı anlaşılmaktadır. Bunu en büyük delili Hz.Ebu Bekir
döneminde iki kapak arasına toplanan mushafın
Hz.Osman döneminde örnekleri çoğaltıldıktan sonra yakılmasıdır. Hz.Osman
gelecekte ilkel malzeme üzerinde oluşabilecek bozulmalar ve noktalama ve
harekeden yoksun Kuran metinleri üzerinde ihtilaflar oluşmasını göz önünde
bulundurarak yakılmasına içtihad etmiştir. Elimizdeki Kur’an metinleri
Hz.Osman’ın mushaftan yazdırdığı örneklerdir.
HADİS YAZIM YASAĞININ
KALDIRILMASI
İslam dinin yayılması ile birlikte okuma yazma bilen Müslümanların
sayısının artması,Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen hafızların çoğalması, Kur’an ve hadisler
arasındaki ilginin sahabe tarafından anlaşılması gibi etkenler Hz.Peygamber
(SAV)’in hadis yazımına izin vermesini saylayan etkenler arasında sayılabilir.Hz.Peygamber(SAV)
Mekke şehrinde adam öldürmenin hatta diken kesmenin,kaybolmuş mallara el sürmenin
haram kılındığına dair okuduğu bir hutbeyi ,Ebu Şah isminde bir Yemenli
Müslüman yazmak isteyince Hz.Peygamber”-Ebu Şah için hutbeyi yazın.” demiştir.
Rafi b.Hadic hadis yazmak için peygamberimize baş vurunca”Ya Rasulallah
senden bir çok şeyler işitiyoruz;onları yazalım mı?” demiş,Hz.Peygamber de
“yazınız bir beis yoktur” cevabını vermiştir.
Abdullah b.Amr’da
Hz.Peygamberden izin alarak hadis yazanlardandı. Hadisleri yazmak isteyen
Abdullah’a Hz.Peygamber:”-Yaz,nefsim yed-i kudretinde bulunduran
Allah’a yemin olsun ki benden hak olan sadır olur.” Dedi.Amr izin aldıktan
sonra bin kadar hadisten oluşan bir sahife meydana getirdi.
Ebu Said
el Hudri’den gelen bir rivayette
hadislerin yazımının yasaklandığı dönemlere ilişkin:”- Kur’an’dan
ve teşehhüdden başka bir şey yazmadık.” Demiştir.Ancak ezberinden şikayet eden
Ebu Nazra’ya:”-Yazmam ve Mushaf yapmam;Allah Rasulü bize takdis ediyor,biz
ezberliyorduk.Siz de bizden bizim peygamberimizden ezberlediğimiz gibi
ezberleyin.” Demiştir.Öyle görünüyor ki hadis yazımının yasaklandığı
dönemlerde ezberleme yöntemi ön plandaydı.
Aslında İslamiyetin ilk yılları ve cahiliye dönemi düşünüldüğünde
yazının Araplar için gerçekten bir bilgiyi saklama aracı olarak kullanılıp
kullanılmadığı konusu tartışmaya açıktır. Malik b.Enes hadis yazdığı halde
hıfzetmeyenden hadis alınamayacağını ifade etmiştir.Hadislerin bir
rivayetinde birinci derece taşıma aracı kendi başına yazı olmadığı,ezberlemenin
de aranan bir şart olduğu ortadadır.Hatta Ebu Şihab ez-Zuhri:”-Emirler bizi
zorlayıncaya kadar biz ilmi yazmaktan nefret ediyorduk.” İfadesiyle
ezberin daha ön planda olduğu anlaşılabilir.
İbn Kuteybe’ye göre hadis yasağı iyi yazı bilmeyenlere mahsustu. Okuma
ve yazmasında problem olmayanlara izin verilmiştir. Hadislerin yazımıyla ilgili
örnek bir liste vermek gerekirse şu teşebbüsleri sıralanabilir:1.Hz.Ebu
Bekir’in sahifesi 2.Hz.Sa’d b.Ubade’nin sahifesi 3.Hz.Abdullah b.Mesud’un sahifesi 4.Hz.Ali’nin sahifesi 5.Hz.Ebu Hureyre’nin sahifesi 6.Hz.Semure b.Cündeb’in sahifesi 7.Hz.Abdullah b.Amr’ın sahifesi 8.Hz.Abullah b.Ömer’in sahifesi 9.Hz.Cabir b.Abdullah’ın sahifesi 10.Hz.Hemam b.Münebbih sahifesi
Hz.Hemam b.Münebbih sahifesinden kısaca bahsetmek yararlı
olacaktır.Hemam’ın sahifesinde bulunan her hadis Kütüb-i Sitte’de kelimesi kelimesine aynen yer aldığı tesbit
edilmiştir. Hz.Peygamber hayatta iken hadislerin yazılmadığını düşünenler
Kütüb-i Sitte’yi derleyen hadis bilginlerini sahtekarlıkla suçlamışlardır. Ancak
onların derledikleri hadisleri harfi harfine yer verdikleri Hemam sahifesinden
de anlaşılabilir.
SONUÇ
Hadisler Hz.Peygamber hayatta iken de yazılmış ve
ezberlenmiştir.İzni veren Allah
rasulunün bizzat kendisidir.Ancak hadislerin gerek ravi ve gerekse metinleri
üzerinde yapılan çalışmalarda Kütüb-i Sitte’de yer alan eserlerde hadislerin
farklı sayılarda oluşu ve değerleri bakımından farklı sınıflara dahil
edildikleri de ortadadır. Mevzu hadislerle,sahih olanların ayrılması son derece
ciddi bir iştir.Mevzu hadisleri ileri sürerek hadislerin tamamını reddetmek ne
kadar insafsız ise sahih zannedilen uydurma hadislerin de olabileceği kabul
edilmelidir. Ancak bunların tesbit ve değerlendirmesin de sahabe titizliği
gerektirdiği ortadadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder