TÜKET YADA KAYBET!
Yukarıdaki başlık
slogan 1980’li yıllarda ABD ‘de meydana gelen tüketim daralmasına karşılık,
halkı tüketime yönlendirmek için üretilmiş: “TÜKET YADA KAYBET”
Söz konusu slogandan
başka “TÜKETİYORSAN VARSIN!” İfadesi o döneme damgasını vurmuş.
Ülkemizde de birkaç yıl önce benzer sloganlar üretildiğini
hatırlayalım: “AL-VER EKONOMİYE CAN VER!”
Hatta bir çiklet almanın ekonomiyi nasıl etkileyeceğine dair kısa bir “kamu spotu”
bile vardı.
Ekonomilerde “Üretim
ve Tüketim” birbirinin olmazsa olmazı. Tüketim olmalı ki, üretim olsun. Üretim
olmalı ki, tüketim olabilsin. Tüketimin azalması tüketiciden, üreticiye kadar
tüm zinciri etkileyecektir. Sektörde iş yapan tüm insanlar, işçiler, dağıtım,
depolama vs. zarar görecektir. Salgın döneminde bunu tecrübe etmiştik. Şimdi
daha ağır tecrübe ediyoruz. İster pahalılıktan, ister arz yetersizliğinden
olsun, insanların tüketim maddelerine ulaşmada güçlük yaşamaları, bu durumun
sürekli hal alması üretim ve tüketim arasındaki ilişkiyi bozacaktır.
Tüketilemeyen gıda ve diğer alanda malların üretimi yavaşlayıp, duracak;
sektörle ilgili alanda çalışanlar evlerine ekmek götüremez hale gelecektir.
İşte tam bu yüzden sadece, ithalat, ihracat , inşaat alanı dahil tüm
sektörlerde işlerin durması, milyonlarca insanın işsiz kalması beklenebilir.
Bu açıdan baktığımızda tüketememek, kaybetmeye zemin
hazırlayabilir. Bundan dolayı paranın değeri düşürülerek tüketimin azaltılarak enflasyonla mücadele
edilmeye çalışılması, kontrol edilmesi
ekonomiye çok zarar verecektir. Veriyor da…..
Aşırı tüketimin teşvik edilmesinin problemi çözmesi
beklenebilir mi? Böyle bir durumda kaynakların hızlı bir şekilde tüketilmesi,
toprak, su kayıpları, suların kirlenmesi, müsilaj, hava kirliliği, aşırı enerji
ihtiyacı, doğal dengenin bozulması gibi problemlerle karşılaşacağız. Özellikle
dönemsel olarak bazı ürünlerin “fethiş”
haline gelmesi, aşırı yönelim,
pahalılığa neden olabilir.
Öyle görünüyor ki,
üretim ve tüketimin sınırları nedir sorusunun acil olarak cevaplanması
gerekiyor.
Sınırları kim tayin edecek, nasıl denetlenecek gibi bir çok
soru aklımıza geliyor. Sonuçta özetle
şunları söyleyebiliriz:
1.Üretim ve tüketimde bilimsel, planlı bir yöntem izlenmeli
,
2.Tüketimde israftan uzaklaşmalı
3.Halkın temel ihtiyaçlarını karşılamada zorluk çekmeyeceği
bir ekonomik sistem ve bunu mümkün kılacak siyasi irade olmalı,
4.Zenginlik belli ellerde toplanmamalı, halk geneline
yayılmalı,
5.Ekonomiye acilen ahlaki değerler kazandırılmalı.
Liberalizmden vaz geçilmelidir.
6.Ülkemizin stratejik ürünleri korunmalı, şirketlerin
kontrolünden çıkarılmalıdır.
7.Kendi topraklarımızda üretebileceğimiz hiçbir ürün ithal
edilmemelidir.