REKLAMLAR VE BİZ
Reklamlar mal ve
hizmetlerin satışına yönelik profesyonel tanıtım araçlarıdır. Özellikle endüstriyel
ürünlerin artıp, gelişmesiyle ve çeşitlenmesiyle birlikte reklam ve diğer
tanıtım araçları pastadan daha fazla pay almak isteyenler üretici ve aracılar
için daha fazla önem kazanmıştır.
Günümüzde reklam
sektörünün, insan ihtiyaçlarından çok psikolojik ihtiyaç ve şuur altı isteklere
yönelik , profesyonel çalışma yürüttüklerini söyleyebiliriz. Günümüz tüketicisi
E.From’un deyimiyle,” portakal değil “dirim” satın alıyor”. Artık satın
aldığımız ev, otomobil değil artık;” prestij”. Yerleşim yerleri, tatil
mekanları, çocuklarımızın gitmesi gereken okullar bu psikoloji üzerinden tercih
ediliyor.
Tüketimin hedef
gruplara göre planlanması ve reklam edilmesi ortaya çıkan uçuk fiyatlar, toplumu oluşturan
bireylerin ciddi bir miktarının aslında nasıl yoksullaştığını
gösteriyor. İvan İlich buna “Moderize edilmiş yoksulluk” diyor.
Reklam sektörünün
oluşturduğu farklı bir psikolojik etki, yeni versiyonu çıkan tüm ürünleri
“atık” olduğu düşüncesidir. Hatta bu ürünleri bulundurmak
utanılacak bir durum, kabahat olduğu algısıdır. Siz annenizin kullandığı yağı, deterjanı
kullanamazsınız. Geçen yıl aldığınız otomobil, telefonunuz, koltuk takımınız,
evinizin iç dekorasyonu, tv. Dedenizden kalan ev .. Hepsi artık bir çöp. Çünkü
yeni versiyonları piyasaya sürüldü. Bunlardan
hemen kurtulmalısınız. Bunların alımı için de profesyonel yardım almanız önerilir.
Altına pençe çakılmış ayakkabı, onarılarak yeniden giyilebilir hale getirilmiş elbiseleri
hiç değerlendirmeye almıyorum bile. Gülerler adama…
Dondurma olduğu bile belli olmayan filan
markanın ürünü üzerinden uyandırılmaya çalışılan “kadın” algısı da ayrı bir
vakıa. Eğer o şampuanı kullanmıyorsanız vah size; çağdışı kaldınız. Televizyonda
sıkça yayınlanan bir mücevher reklamı var “..ensiz olmaz!” diyor. Çıldırtmayın
insanları. Bunca yıl nasıl olduysa, sensiz de olur.