DALKAVUKLUK ve YALAKALIK
Dalkavuklar, Tanzimat’tan önceki dönemlerde mevcut meslek olarak yapan bir esnaf grubudur.Dalkavukluk, loncası , kahyası ve efradı ile, işleri kibarları ve zenginleri ve onların konaklarındaki, meclislerindeki kimseleri eğlendirmek olan bir esnafı işiydi. Dalkavuklar başlarına yapılan işin alamet-i farikası olarak sarıksız külah veya kavuk giydikleri için “Dalkülah” , ”Dalkavuk” olarak isimlendirilirlerdi. Dalkavuk bu işi meslek edinir, halk da bu kişiyi dalkavuk olarak bilir ve tanımlardı.
Dalkavuk esnafı, zamanımızın mecazi anlamla isim almış dalkavuklar(yalaka) yanında yedi zemzemle yıkanmış biçarelerdi; tekrar ediyoruz, başkalarını türlü yollardan eğlendirmeyi alenen iş, meslek edinmişlerdi. Nizamnameleri vardı ve iş hizmet karşılığı alacakları ücretin narhları vardı.Şöyle ki:
– Dalkavuğun burnuna fiske vurma (fiske başına): 20 para
– Başına kabak vurma, bir seferine: 20 para
– Yüzüne tokat atma, tokat başına: 30 para
– Oturduğu minderden ve seden aşağı yuvarlama, latife başına: 30 para
– Yüzüne mürekkep veya kömür sürme: 37 para
– Ellerini ve ayaklarını domuztopu bağlama: 40 para
– Bir salkım üzümün sapı ile beraber yedirilmesi: 40 para
– Kafasına yumruk indirme, yumruk başına: 40 para
– Çıplak başını tokatlama, tokat başına: 45 para
– Elinde beş on kıl kalmak ve dişlerini leylek gibi çatırdatmak şartı ile sakal zelzelesine, sakal boyamasına: 60 para
– Sakalın yarısı veya cümlesi arpa boyunca kırkılırsa, latifeyi yapan dalkavuğun üç aylık nafakasını verir, bu nafaka ayda 30 kuruştan 90 kuruştur.
– Eyerinin bir tarafında özengi bulunmayan haşarıca bir ata bindirilip temaşası hoşa giderse: 300 para
Yalakalık, “Kişinin, işinin yolunda gitmesi, bir işin kendi arzusuna uygun olması veya bir kurumda veya kişisel ilişkide kendisine tanınan konumun sürmesi için, kendisinden üst durumda olan, örneğin kendisini işten çıkartması, kurumdan uzaklaştırması, terfi etmesini önlemesi veya daha düşük makam ve rütbeye indirilmesi yetkisini elinde tutan veya böyle yetkileri olan kişiler üzerinde etkili olabilecek kişilerin her arzusuna boyun eğmek, görüş ve düşüncelerini tartışmasız onaylamak.” Diye tanımlanıyor. Bu tanıma uyan bir kişiye çevrenizde mutlaka tanıklık etmişsinizdir. Yalakalık ahlaki ilkesizlik, güvensizlik, aşağılanma ve değersizleşme halidir. Bir insan neden yalaka olur? Kolay çıkar elde etme, güvensizlik, değersizleşme, şahsiyetin yaralanması, ahlaki çözülme, dini değerlerin zayıflaması, aşırı hırs gibi nedenlere bağlanabilir. Çıkarın kaynağı otorite yalakayı teslim alabilir ancak tehlike çift yönlüdür. Yalaka da otoriteyi esir alabilir. Çünkü çoğu kez otorite övülmekten, yaptığı işlerin doğruluğunu duymaktan mutlu olur. Yalakanın sihirli sözcükleri bir anda otoriteyi etkileyebilir.
Anlatmaya çalıştığımız gibi tarihi süreci bakımından dalkavukluk bir meslek; Zor, kırıcı, incitici bir iş. Üstelik dinen olmasa da sosyal olarak meşruiyet kazanmış görünüyor. Uyulması gereken kuralları var. Yalakalığın bir kuralı olmadığı gibi, ahlakı da yok. Tam bir şahsiyetsizlik, ahlaksızlık hali. Yalakalık kula kulluk düzeninin devamıdır.
Eskinin dalkavuklarının günümüz yalakalarından daha ehl-i namuslu olduğu ortadadır.
Rızkın garantisinin Allah olduğuna inanan her insan bu şirk halinden şiddetle kaçınmalıdır.(İnternet kaynaklarından alıntı bilgiler vardır.)